Rahim duvarında dediğimiz miyometriumun içindeki düz kas hücrelerinden köken alan iyi huylu tümörlere myoma uteri denir. Bunlar daha çok üreme çağındaki kadınlarda görülmektedir. Nadiren de genç kızlarda bu tümörlere rastlanmaktadır. Miyomlar bulundukları yere göre sınıflandırılır. Rahim içindeki kanamayı yapan endometrium tabakasına doğru yerleşen miyomlara submuköz miyomlar denir. Duvar tabakasında olan miyomlara intramural miyomlar, rahim dışına doğru büyüyen miyomlara ise subseröz miyom denir.
Bu sınıflanmanın nedeni miyomların bulundukları yere göre semptomlara yol açmaktadır. Submuköz miyomlar daha çok karşımıza uzamış ve artmış kanama ile gelmektedirler. Aynı şekilde intramural miyomlarda da kanama artışı olmaktadır. Subseröz miyomlar ise genellikle pek şikayete yol açmamaktadır. Miyomlar birkaç milimetreden onlarca santimetreye kadar çıkabilmektedir. Miyomlar aşırı büyüdüğünde birçok soruna yol açabilmektedir.
Myoma uteri, erken adet görmeye başlayan, hiç çocuğu olmayan, obezite hastalarında, miyomlu bir aileye sahip olan ve çok fazla kırmızı et yiyen kadınlarda daha yaygın olma eğilimindedir. Doğum yapmış ve düzenli egzersiz yapan kadınlarda daha az görülür.
Miyomlar Neden Olur?
İlk Adet Dönemi
İlk adetini normalinden daha erken gören kadınlarda rahim myoma uteri olma olasılığı daha yüksektir. Bunun nedeni, kadının östrojene daha uzun süre boyunca maruz kalmasıdır.
Ailesel Yatkınlık
Miyomların ortalama %50’sinin ailesel yatkınlıktan kaynaklandığı saptanmıştır. Annesi veya kız kardeşinde miyom olan kişilerde miyomun ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Tek yumurta ikizlerinin çift yumurta ikizlerine göre miyom olma olasılığı daha yüksektir.
Obezite Ve Diyet
Artan vücut kitle indeksi sayesinde rahim miyomlarının görülme sıklığını artıracağından dolayı miyomlar obez kadınlarda daha sık görülmektedir. Bunun yanı sıra , kırmızı etten zengin beslenen kadınlarda, yeşil sebzeleri bol tüketen kadınlara göre miyomlar daha sık görülmektedir. Ve yine alkol almak da rahim miyomlarının görülme sıklığını artırır.
Doğum Sayısı
Az doğum yapmış kadınlarda, çok doğum yapmış kadınlara kıyasla daha çok miyom görülmektedir.
Irk
Myoma uteri, siyahi kadınlarda beyaz kadınlara kıyasla daha çok görülmektedir.
Östrojen Düzeyinin Artması
Miyomların kesin nedeni bilinmemekle birlikte, kadınlık hormonu olan östrojenin, miyomların büyümesine neden olduğu düşünülmektedir. Miyomlar, normal uterus kas tabakasından daha fazla östrojen reseptörü içerir. Menopoz sırasında östrojen hormonu azaldığı için miyomlar da küçülebilir hatta tamamen yok olabilir. Başka bir kadın hormonu olan progesteron, miyomları inhibe baskılayıcı ve uyarıcı bir rol oynar.
Myoma Uteri Nasıl Oluşur?
Myomu Uteri Belirtileri
Çoğu miyom küçük olmasına ve hiçbir şikayete neden olmamasına rağmen, birçok kadında çeşitli sorunlara neden olan ve tedavi gerektiren miyomlar vardır. Hiçbir belirtiye neden olmayan miyomlar rutin jinekolojik muayeneler sırasında teşhis edilir. Myomu uteri belirtileri, kitlelerin rahmin neresinden kaynaklandığına, boyutuna ve miktarına bağlıdır. Miyomlar tek ve milimlik olacağı gibi fazla sayıda ve boyutları daha fazla olabilmektedir. Boyutu çok büyük olan miyomlara dev miyom adı verilir. Bunun dışında miyomlara bağlı olan semptomlar 4 farklı kategoride değerlendirilir. Bunlar:
1-Anormal Kanama: Yoğun veya uzun süreli adet kanaması, miyomların en sık görülen belirtisidir. Miyom nedeniyle anormal kanaması olan kadınlarda bu kanamaya bağlı olarak demir eksikliği anemisi, sosyal yaşam kalitesinin düşmesi, iş hayatındaki verimsizlik gibi başka sorunlar ortaya çıkabilir. Anormal kanama, miyomların konumuna ve sayısına bağlıdır. Genellikle rahmin dış tabakasının altında gelişen miyomlar kanamaya neden olmaz. Bununla birlikte, rahmin iç tabakasının altında gelişen miyomlar sıklıkla anormal kanamalara neden olur. Kas tabakasının arasında ortaya çıkan miyomlar da kanayabilir.
2-Kitleye Bağlı Bası Belirtileri: Anormal kanamalar kadar belirgin olmasa da leiomyomlar kitlelerinin neden olduğu bası semptomlarına neden olur. Rahim ön duvarından kaynaklanan büyük miyomlar mesaneye baskı yaparak sık idrara çıkma, idrara çıkmada zorluk ya da idrar yapamama gibi belirtilere neden olur. Nadiren böbrek ile idrar arasında bulunan idrar yolunu sıkıştırarak idrar akışına engel olarak böbreklerin büyümesine neden olabilirler. Rahmin arka duvarından çıkan miyomlar kalın bağırsağa baskı yaparak kabızlığa neden olabilir.
3-Ağrı: Miyomu olan kadınlar, miyomu olmayan kadınlara göre daha fazla ağrı yaşarlar. Adet kişinin ağrı yaşamasının nedeni, adet sırasında daha yoğun kanamadan dolayı kaynaklanabilir. Bu kadınlar, miyomu olmayan kadınlara göre cinsel ilişki sırasında daha fazla ağrı hissederler. Miyomların bozulması da şiddetli ağrıya neden olabilir. Miyom dejenerasyonunun neden olduğu ağrı genellikle ağrı kesici ilaçlarla tedavi edilir. Saplı subseröz miyomların kendi etrafında dönmesiyle şiddetli ağrı oluşabilir ve cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyabilir.
4-Üreme ile İlgili Belirtiler: Miyomlar, rahmi tahrip ederek gebe kalınmasına engel olur veya düşük yapma riskini artırır. Miyomlardan kaynaklı kısırlık oranı yaklaşık %2-3 olduğu tahmin edilmektedir. Gebe kalmayı en çok etkileyen miyomlar submüköz miyomlar olarak bilinir. Bunlar histeroskopik olarak çıkarıldığında hamile kalma oranları artar. Myoma uteri olan kadınlar, hamile kaldıklarında bebeğin eşinin erken ayrılması, bebeğin gelişim geriliğinin, bebeğin ters durması, erken doğum gibi riskler ortaya çıkabilir.
Tanı Yöntemleri
Ultrason: Pelvik ultrason, rahim miyomlarının tanısında mutlaka yapılması gereken bir yöntemdir ve çoğu zaman en doğru tanıya olanak sağlar. Ultrason, kolayca uygulanabilen ucuz bir tanı yöntemidir. Bu yüzden bir kadında miyom olduğundan şüpheleniliyorsa, bu yapılacak ilk testlerden biridir. Karın duvarı ve vajina içinden uygulanabilir. Karın duvarından yapılan ultrason büyük miyomları teşhis edebilirken, küçük miyomları gözden kaçırabilir ve miyomların yerini net olarak ayırt edemeyebilir. Öte yandan, vajinal yoldan yapılan ultrason milimetrik boyutta miyomları bile gösterir ve miyomların tam olarak rahimin neresinde olduğunu gösterir.
Salin İnfüzyon Sonografi: Rahmin iç tabakasına doğru büyüyen submüköz miyomlar bazen ultrason ile tam olarak ayırt edilemeyebilir. Bu gibi durumlarda hastaya ultrason yapılmadan önce rahmin içerisine kanül yerleştirilir. Ultrason probu vajinaya yerleştirildikten sonra daha önce yerleştirilmiş olan kanül vasıtasıyla rahim içine sıvı gönderilerek rahim içi şişirilir. Bu işleme salin infüzyon sonografisi adı verilir. Rahim şiştiğinde ultrason ile rahimin içi değerlendirilir. Rahimin içerisini bozan, submüköz miyom ve endometriyal polipler salin infüzyon sonografi yöntemi ile kolay bir şekilde görülebilmekte ve teşhis konulabilmektedir.
Rahim Filmi (HSG): Rahim filmi çok sık başvurulan bir yöntem değildir. HSG genellikle kısırlığı araştırmak için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde rahim içerisine kanül yerleştirilir ve bu rahmin içerisine radyo opak bir madde enjekte edilerek rahim şişirilir. Bu işlem sırasında eş zamanlı olarak radyografik görüntüler alınır ve radyo opak materyalin karın içindeki dağılımı izlenir. Tüpte tıkanıklık veya yapışıklık varsa bu sıvının karın içine dağılımı görülmez. Hangi tüpün içinden geçtiğini ve hangi tüpün temizlendiğini anlamak kolaydır.
Histeroskopi: Histereskopi vajinadan rahim içine kamera içeren bir sistem yerleştirilerek yapılır. İlk olarak sistemin rahimden geçmesi için rahim genişletilir. Daha sonra optik ve sıvının geçmesine izin veren bir kanül içeren sistem rahim içine yerleştirilir. Kanül yoluyla verilen sıvı ile rahim şişirir. Rahim içinde yer kaplayan lezyonların olup olmadığı kamera yardımı ile bakılır. Özellikle submüköz miyomlar, endometriyal kaviteye bası yapan intramural miyomlar veya endometrial polipler bu süreçte net olarak görülür. Bu sistemin bir diğer avantajı da, bu miyomların ameliyat sırasında sistemin sağladığı aletler kullanılarak alınabilmesidir. Aynı zamanda tüp girişinin tıkalı olup olmadığını ve tüpün açık olup olmadığını değerlendirin.
Myoma Uteri Tedavisi İçin Hangi Yöntemler Kullanılır?
Miyomlar bulundukları yere ve büyüklüklerine göre şikayete yol açmaktadırlar. Myoma uteri tedavisi miyomun büyüklüğüne, belirtilerine ve görülen semptomlara göre belirlenir. Büyüklüğü 5 santimden küçük ve belirti göstermeyen miyomlarda tedavi gerekmez. En ufak belirti gösteren miyomlarda ise tedavi gerekebilir. Myoma uteri tedavisi cerrahi müdahaledir. Tıbbi tedavilerde ise nonsteroid anti-enflamatuar ilaçlar, gnrh analoglar, progesteronlar kullanılmaktadır.
Myoma Uteri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
1-Myoma Uteri Tekrarlar Mı?
Ailesel yatkınlık grubunda olan hastalarda tekrarlama riski oldukça fazladır.
2-Miyomlar Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Hızlı ve aşırı büyüyen myomlar kitle etkisi ile komşu organlara bası yaparak idrar yapmada zorluk, kabızlık gibi problemlere sebep olur . Yerlerine göre şikayetlerde değişiklik gösteren myomlar tedavi edilmediğinde en fazla şiddetli kansızlığa ve ağrıya sebep olup hayat kalitesini çok ciddi şekilde bozarlar.
3-Ameliyattan Sonra Neye Dikkat Edilmesi Gerekir?
Kilo kontrolünü sağlamak oldukça önemlidir. Miyomlar östrojen bağımlı kitleler olduğundan doluyu hasta kilo aldıkça büyüyebilir.
4-Myoma Uteri Kısırlığa Neden Olur Mu?
Rahim içine yerleşen veya anormal kanamalı miyomlar, bebeğin rahme yapışmasını engelleyeceğinden dolayı kısırlığa neden olabilir.
5-Myoma Uteri Neden Olur?
Miyomlar rahimin içerisine yerleşmiş iyi huylu kitlelerdir. Kansere dönüşme olasılıkları oldukça düşüktür.
6-Miyom Kaç Cm Olursa Ameliyat Gerekir?
Ortalama olarak 6 ila 7 cm arasındaki miyomlar büyük miyom olarak sınıflandırılır. Bu nedenle yaklaşık 6-7 cm boyutundaki miyomlar çıkarılmalıdır.